Duyuru Alanı
Buraya Duyuru Yazabilirsiniz ...

1-yenibilginizvar

Telefon

Birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve sistemler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp  verme cihazı. Telefonun çalışmasında ana prensip ağızdan çıkan ses dalgalarının önce  elektrik dalgalarına çevrilmesi, bu  dalgaların muhtelif gönderme  metodlarıyla uzağa iletilmesinden sonra, bu defa elektrik dalgalarının tekrar  kulakla duyulabilecek ses dalgalarına çevrilmesidir. Telefon ilk olarak 1876

senesinde Graham Bell tarafından yapılmıştır. Önce şehirlerde kurulan telefon  şebekeleri daha sonra şehirlerarası, milletlerarası sistemler haline dönüşmüş ve  uydular aracılığıyla dünyanın her köşesinin birbiriyle muhaberesi sağlanmıştırtelefon

Tarihçe: Telefon ilk olarak telgraf sistemine benzer iki hat üzerinden konuşulacak şekilde kullanılmaya başlamıştır.  Çoğu defa bir hat demir tel, diğer hat ise  toprak olduğu için kayıplar fazla ve  sesler karışık olarak işitiliyordu. Bakır alaşımlarının gelişmesiyle tel sayısı  arttırıldı. Konuşma sayıları arttıkça hatları yetişmemeye başladı. 1886  senesinde tek devreden değişik frekanslarla ses gönderen kurapörtör (multiplex)  devresi yapıldı. Uzun hatlara konulan yükselticilerle kayıplar telafi  edildi.

Telefonda büyük adım, operatör kullanmaksızın yapılan otomatik konuşmalardır. 1891 senesinde geliştirilen strowger otomatik arayıcıyla araya  operatör girmeden aboneler birbirine bağlanabilmiştir. Bu sistem 1920 senesinde Bell sistemi olarak geliştirilmiştir. 1948 senesinden sonra ise  transistörün sahneye çıkmasıyla elektromanyetik röle sistemler yerini, elektronik devrelere  bırakmıştır. Elektronik arayıcı sistem ilk olarak 1965 senesinde ABD’de servise  konulmuştur.

Telefonda atılan diğer büyük adım da,  uzak mesafe konuşmalarında yüksek  frekanslı radyo yayınlarından istifadedir.  150-300 km aralıklarla yer alan röle istasyonları konuşmaları koaks kablolardan ve havadan elektromanyetik yayın şeklinde iletmektedir. Frekans yükseldikçe tek hat üzerinden konuşma kanal sayısı da yükselmektedir. Böyle bir sistemle iki röle istasyonu arasında aynı  anda 3600 konuşma yapmak mümkündür. Telefonda mikro dalga seviyesinde  konuşmalara geçilmesi ile televizyon ve telefon sistemleri birleştirilmiş, yayınlar tek radyolink devreler üzerinden  yapılmaya başlanmıştır. Bu gelişmeyi uydular aracılığıyla yapılan konuşmalar  takip etmiştir.

Kıtalararası telefon konuşmaları 1915 senesinde başlamıştır. İlk konuşma  Paris’le ABD’de Arlington arasında yapılmıştır. Kıtalararası telefon  konuşmalarında güçlü radyo alıcı vericileri kullanılıyordu. İyonosferin etkisi  konuşmaları zorlaştırdığı için sualtı kabloları kullanılmaya başlandı. İlk  sualtı kablosuyla telefon görüşmeleri 1950 senesinde Florida ile Havana arasında  185 km’lik mesafede yapıldı. Netice tatminkar olduğu için 1956 senesinde Newyork  ile Londra arasına aynı sistem kuruldu. Uydu aracılığıyla kıtalararası ilk  telefon konuşmaları 1960 senesinde başladı. Echo 1 isimli uyduyla ABD’nin doğu  yakası ile batı yakası arasında telefon irtibatı sağlanınca bunu Telstar I,  Telstar 2 ve diğer uydular takip etti. Bugün uyduların devreye girmesiyle gemi  veya uçaklarla otomatik telefon konuşması yapılabilmektedir. 1985 senesinde uzay mekiği Discovery’nin yörüngeye koyduğu  uydulardan biri aynı anda 20.000 konuşma yapabilmeye müsade edebilecek  kapasitededir.

Türkiye’de ilk telefon 1908 senesinde uygulanmaya başlandı. Kadıköy ve  Beyoğlu santralları 1911 senesinde hizmete açıldı. İlk otomatik telefon santralı  1926 senesinde Ankara’da kuruldu. Ardından diğer il merkezlerinde de telefon  santralları kurulmaya başlandı. Kısa bir süre sonra kurulan sontrallar  aracılığıyla bütün iller arası telefon haberleşmesi başlamış oldu. PTT’nin  1970’lerden sonra yaptığı çalışmalarla telefon, Türkiye’de geç olmakla beraber,  süratle yayılmaya başladı.

Türkiye’nin milletlerarası telefon santralı İstanbul’daki Tahtakale Telefon  Santralıdır. Bu santralın diğer milletlerarası telefon santrallarıyla irtibatı  1985 senesi itibarıyla altı yoldan olmaktadır. Bunlar: 1. Edirne (Bulgaristan)  hattı, 2. İzmir (Yunanistan) hattı, 3. Antalya (İtalya) hattı, 4. İskenderun  (Suriye) hattı, 5. Diyarbakır (Irak) hattı, 6. Ankara (Uydu) hattı.  Diyarbakır’dan Bağdat’la görüşecek bir abone önce Tahtakaleyle irtibatlanır daha  sonra Diyarbakır radyolinkiyle Bağdat’a ulaşır. İleriki senelerde uzaya  gönderilecek Türk uydularıyla (Türk-Saat) milletlerarası santral hatlarında artış beklenmektedir (1994). Telefon nasıl çalışır: Bir elektrik  devresi üzerinden bir telefon konuşmasının yapılması sırasında meydana gelen  olaylar şöylece sıralanabilir: 1. Ses enerjisi mekanik enerjiye dönüşür. 2.  Mekanik enerji elektrik enerjisine  dönüşür. 3. Elektrik enerjisi nakledilir.

4. Karşı tarafta elektrik  enerjisi manyetik enerjiye dönüşür. 5. Manyetik enerji mekanik enerjiye  dönüşür. 6. Mekanik enerji ses enerjisine dönüşür.

Elektrik titreşimlerinin iletkenlerdeki yayılma hızı esas titreşimlerinin  havadaki yayılma hızından bir kaç yüz bin kere daha fazla olduğundan (200-300  bin km/sn mertebesinde) telefon ile konuşanlar, aradaki uzaklığa rağmen, karşı  karşıya bulunuyorlarmış hissine sahiptirler. Telefon sistemi üç ana görev yapar.  İki abone arasında konuşma irtibatını sağlar ve aboneler arasında çağırma,  meşgul çevirme, ses sinyalleri üretir. Otomatik olmayan manyetolu telefonlarda  bu işlemler elle yapılır.

Bir telefon aletinde bulunan belli başlı parçalar şunlardır: 1) Ses alıcı  (mikrofon), 2) mikrofon akım kaynağı, 3)  Ses verici (kulaklık), 4) Çağırma ve çağrılma düzenleri, 5) Devre açıp  kapayıcılar, anahtarlar, 6) Çağırma kadranı.

Manuel ve otomatik santrallara bağlı telefon aletleri birbirinden farklıdır.  Herbirinde yukardaki parçaların bazıları bulunur. Telefonun ahizesi sesi  elektrik enerjisine ve elektrik enerjisini de sese çevirir. Otomatik telefon  cihazında ahize kaldırıldığında devreyi  açan bir anahtar ve ön tarafta numaratörü  mevcuttur. Telefon ahizesi kaldırılınca telefonla santral arasında elektrik  devresi kurulur. Ahizeden ton sesi duyulur. Numaratörden, mesela 6 rakamı  çevrilince elektrik devresi altı defa açılıp kapanmış olur. Elektrik  devresindeki açılıp kapanmalar sinyal olarak santralda devreler vasıtasıyle  sayılır.

Sinyal sayısı devreler çok çeşitlidir. Bunlardan biri Strowger elektromekanik  sayıcı anahtarıdır. Bu anahtarsilindir biçiminde olup, on sıra ve her sırada on kontak mevcuttur. Silindir ortasında  bir kontakt koluyla bu kola hareket veren  elektromanyet vardır. Strowger anahtarının sayması telefon cihazı numaratörünün  elle çevrilmesinde meydana gelen olayın tersidir. Numaratörle mesela 23 sayısı  çevrildiği vakit önce elektrik devresi 2 defa açılıp kapanmakla elektromanyet  kontak kolunu ikinci sıraya dik olarak indirir. 3 rakamı çevrilince de  elektromanyet bu defa kolu ikinci sıranın üçüncü kontağına getirir. Bir Strowger  anahtarında on sıra ve on kontak olduğuna göre bir telefonu diğer 99 telefon  abonesinden birine bağlayabilir. Ahize yerine konulunca anahtara ait yay kontak kolunu tekrar sıfır konumuna alır. Numaratörden verilen rakamlar sayıcı  anahtarlarda yukardaki şekilde müsait bulduğu kontaklardan geçerek diğer aboneye  ulaşır ve abone meşgul değilse zili çalar.

Strowger anahtarının çalışması prensip olarak alınarak modern elektromekanik (Cross-bar) röle sistemi yapılmıştır.  Matriks şeklinde sıralanmış röle bobininden ceryan geçince çekerek röle  kontaklarını kapatır. İrtibat hattı bu kontaklar vasıtasıyla kurulur. Diğer bir  hat seçim sistemi de yarı iletken elemanlarla yapılan ve aynı zamanda hafızalı olan statik sistemler olup, hacimce  az yer işgal etmesi yanında bakım, tutum kolaylığı ve sürat özellikleri de  vardır.

Santral cinsleri: Muhabere santralları elektrik santralleri gibi birbirine  çeşitli yönlerden irtibatlıdır. Bir telefon abonesi dünyanın öbür ucundaki diğer  bir telefon abonesine irtibatlanıncaya kadar önce lokal santral şebekesindeki lokal santraldan bölge santral şebekesine geçen santrallardaki  mantık devrelerinin yönlendirmesiyle boş kanalı bularak milletlerarası transit  santralına ulaşır. Bu santral, milletlerarası santrallarla birbirine çeşitli  metallerle bağlı olup, kıtalararası irtibatlar uydular aracılığıyla olur. Arayan  telefon, milletlerarası santrallar şebekesinin karşı santralına ulaşınca, bu  defa santrallardaki mantık arama bağlama devreleri yardımıyla bölge santralına  ve oradan lokal santrala ulaşır. Lokal santral karşı abonenin bulunduğu  şehirdedir.

Muhaberenin konuşma şeklinde olması şart değildir. Lokal santrallara konulan  bilgisayarlar gönderilen sinyal cinsine göre seçim yaparak dağıtımı analog telefon, sayısal telefon, faksimile, teleks, televizyon bilgi işlem şekillerinde  terminallere ulaştırır. Böylece telefon konuşmaları yanında televizyon, faksimil  resim ve yazı, teleks, bilgisayar işlemleri de çok süratli ve kaliteli olarak yürütülür. Muhabere hatları:  Muhabere (haberleşme) imkanları çok çeşitlidir. Bunlar: 1. İki telli analog  radyo sinyal hattı (1 konuşma). 2. Anolog radyo röle link hattı (30 konuşma). 3. Sayısal radyo röle link hattı (1920 konuşma). 4. Çok kollu  koaksiyel kablo hattı (7680 konuşma). 5. Fiberoptik kablo hattı (10.000 konuşma  ve üstü). 6. Muhabere uydular hattı (20.000 konuşma).

İki telli konuşma devreleri uzak mesafelerde kayıplar çok arttığı ve kanal  sayısı sınırlı olduğu için şehir içi dağıtım sistemi dışında kullanılmaz.  Muhabere sistemleri radyo yayınlarından istifadeyle kapasite ve kalite yönünden çok gelişmiştir.  Telefon konuşmaları hem doğrudan analog sinyal olarak hem de bu analog sinyalin  sayısal sinyal haline çevrilmesinden sonra yayınlanarak yapılabilmektedir.  Analog sinyal de yankı problemi ve sinyal  gürültü seviyesi yüksek olduğu için terk edilmiş sayısal sinyal sistemine  geçilmiştir.

Sayısal sinyal sistemlerinde, analog sinyal dilimlere bölünerek düzgün  palslara ayrılır. Bu palslar daha sonra kodlanarak verici anteninden ‘0’, ‘1’  sayısal yayın olarak gönderilir. Kodlanma işlemi her konuşma için ayrı ayrı  yapılabildiği için bir antenden aynı anda binlerce sayıda konuşma palslar  halinde yayınlanabilir. Alıcı telefon, istasyondan alınan bu binlerce yayın  tekrar kod çözücüde çözümlenerek, odyo sinyal  haline çevrilerek santral mantık devresinden geçerek abonelere ulaşır.

Kodlanmış palslar antenden yayınlanabildiği gibi koaksiyel kablolardan da  gönderilebilir. Koaksiyel kablolarda kayıplar çok azalır. Koaksiyel kablo yerine  bundan daha süratli yüksek kapasiteli ve kayıp oranı çok düşük optik fiber kablolar da kullanılabilir. Optik fiber sisteminde kodlanmış sayısal sinyaller optik sinyallere çevrilerek gönderilir.  Karşı santralde optik sinyaller önce elektronik sinyallere daha sonra da odyo  analog sinyale çevrilerek lokal santral mantık devresinden abonelere  ulaştırılır. İki telli muhabere sisteminde aynı anda bir konuşma yapılır.  Halbuki pals kod modüleli sayısal radyo link muhabere sisteminde 30 kanal  mevcuttur. Koaks kablolu sayısal radyo link muhabere sistemiyse en az saniyede  30 megabit bilgi gönderme kapasitesine sahip olup, 1920 kanallıdır. 1985  senesinde F. Almanya’da hizmete girmiş olan böyle bir sistem saniyede 565 mbit  kapasiteye; bir başka ifadeyle aynı anda 7680 konuşma veya bilgi aktarmaya  müsaittir. Fiber optik sistemler 140 mbit/saniye ve daha yukarı kapasitede görev  yapmaktadır. Fiberoptik muhabere sistemi kapasite yüksekliği, montaj kolaylığı, bakım istememesi, yüksek kaliteli bilgi göndermesiyle mevcut  sistemlerin en mükemmelidir. özet olarak  telefon santrallarının isimleri şunlardır: Elektromekanik telefon santralı,  elektronik telefon santralı, otomatik telefon santralı, şehirlerarası telefon  santralı, transit telefon santralı, yarıelektronik telefon santralı,  yarıotomatik telefon santralı, mahalli (yerel) telefon santralı... olmak üzere  çeşitleri vardır (1994).

Telefonun tatbikatta sağladığı en büyük fayda muhaberenin süratli bir şekilde  yapılmasıdır. Fiber optik, koaksiyel kablo ve elektromanyetik yollarla  uydulardan yansıtılarak yapılan telefon görüşmeleri dünyanın her köşesini  birbirine bağlamıştır. Telefon sistemlerinin kanal kapasiteleri her geçen gün  artmaktadır. Kanal sayısında artışlar telefonu daha da pratik bir hale  sokmaktadır. Telekomünikasyon arasındaki önemli gelişmelerden biri de, telsiz  telefonun ortaya çıkmasıdır.Kısa dalga radyo alıcı-vericilerin normal telefon  sistemine bağlamasıyla hareket halinde telefonla konuşma imkanı ordaya  çıkmıştır. Bu sistemle bölgeler arası kesintisiz bağlantı olduğu gibi, çok uzun  menzilli yolculuklar yapan bile istediği yeri anında arayabilir.

Telefon teknolojisinde son gelişmeler ve GSM:Yirmi birinci yüzyıla  yaklaştığımız şu günlerde, teknoloji gelişmişlik-iletişim ve bilgi birbirlerinden ayrılmaz parçalar oldu. Bugün iletişim çağın gerisinde değil, hep bir  adım önünde gitmektedir. Hücresel mobil servisleri; 1980’lerin başlarından bu  yana, hareket halindeki insanların haberleşme ihtiyaçlarını gidermeye  çalışmıştır. Geçen 10 yıllık sürede hücresel telefonlar, otomobillerden  başlayarak, diğer tip taşıtlarda da kullanılabilecek şekilde gelişmiş ve sonunda  da taşınabilir (cep telefonu) bir özelliğe kavuşmuştur.

Haberleşme alanında her geçen gün daha da artan ihtiyaçlar, alabildiğince çok  haberleşme servisini içine aldı ve kitlelerin bulundukları coğrafi dağılım  bölgelerinden bağımsız olarak bu  servislere ulaşmalarını sağlayacak merkezi bir hücresel mobil haberleşme  şebekesinin kullanılmasına zemin hazırlamış ve bunun sonucunda da gsm (Global System for Mobile Communication)  doğmuştur. Bugüne kadar hücresel bir mobil haberleşme şebekesi kurulurken veya  kapasitesi arttırılırken, analog55 şebekelerin kullanılmasından dolayı frekans ve hücre planlamalarında birçok güçlükler  çıkıyordu. GSM frekans problemlerini, hücre ve kanal planlamalarındaki  zorlukları ortadan kaldırmaktadır.

Mobil telefon kullanımını en üst seviyeye ulaştıran GSM, sayısız üstünlük ve  imkanları bir arada sunmaktadır. Bu yeni sistemle ağırlığı 200-250 grama kadar  düşen cep telefonları ile net bir şekilde  sadece Türkiye sınırları içinde değil, bütün Avrupa’da rahatça ve ses kaybı  olmadan konuşma yapılabilmektedir. GSMsistemi, her türlü ilerlemeye açık olarak geliştirilmiştir. Uygulanmak istenen her türlü yenilikler (kısa mesaj,  faks, tegrat, telfoto... vs.) çok basit, hızlı programlama tekniğiyle cep  telefonuna aktarılabilecek. GSM teknolojisi, düşük güç çıkışlı cihazların  kullanımını sağladığı için cep telefonları ile uzun süre konuşma yapmak mümkün  olabilecektir.

Bir GSM abonesi, yerleşik analog hücresel şebekelerden farklı olarak kendi  terminallerini bütün Avrupa devletlerinde kullanabilecektir. Aynı zamanda GSM  şebekesi, abonelerin devamlı değişen mekanlarının kaydını tutarak, gelen çağrı mesajlarını otomatik olarak coğrafi  bölgelere aktarabilecektir ve yönlendirebilecektir. Sistem abone numaraları SIM  (Subscriber Identity Module) adlı kredi  kartı ebadında, kişinin cüzdanında taşıyabileceği büyüklükteki kartlara  programlanıyor. Ayrıca Plug-in olarak isimlendirilen daha küçük boyutlarda bir  kart daha kullanılmaktadır. Bununla beraber her abonenin kendisi için özel  tanımlanmış özel kimlik numarası olan PIN  (Personal Identity Number)ı girmesi şartıyla mobil telefonlardan konuşma  yapılabilecektir. Bu sistemle hiç kimse bir başkasının SIM kartını  kullanamayacaktır.

Kullanılacak smart Card teknolojisiyle  aboneye ait bütün bilgiler, bu abone kartına toplandığından, yurtdışına çıkan  bir abone, artık yanında telefon cihazı (cep telefonu) taşımak zorunda  kalmayacaktır. Her yerde, kendi adına kayıtlı SIM kartı ile bir el (cep)  telefonu kiralayıp istediği görüşmeyi

yapabilecektir.

Türkiye’de de GSM’nin alt yapı çalışmaları olanca hızıyla devam etmektedir.  GSMprojesi ilk beş yıl içinde Türkiye’nin bütün illerinde sistem ağını  kuracaktır.

Bu sistem, otomobilimizde faks çekme,  telekonferans düzenleme, çağrı gönderme, borsayı takip edebilme, nerede olursa  olsun sıhhatli ve parazitsiz telefon edebilme, veri gönderebilme, ... vs. birçok kolaylıkları  olacaktır.

Netice olarak haberleşme alanında GSM sistemi, serbest bilgi dolaşımını  sağlayacaktır.

Bu gelişmeyle birlikte görüntülü telefon, konuşma ve görüntüyü aynı anda  aktaran sistem de artık yaygınlaşma safhasındadır. Görüntülü telefon 1964  yılında ilk önce ABD’de yapılmaya başlamıştır. Buna rağmen görüntülü telefon  sistemi hala gerekli pazara ulaşamamıştır.

Türkiye’de de görüntülü telefon çalışmaları ciddi bir şekilde 1994 yılında  başlamıştır. 2000’li yıllarda ise artık "Görüntülü Cep Telefonları" yılları  alacaktır. Telefon, teknolojinin insanlığa sunduğu en faydalı araçlardan  birisidir.

Sözlükte "telefon" ne demek?

1. Belirli bir uzaklıktaki konuşmaları ileten ve yansıtan elektrik  düzeneğinin tümü.
2. Birbirinden uzakta bulunan iki kişinin  konuşmasını sağlayan aygıt.

Telefon kelimesinin ingilizcesi

[Telefon] n.  telephone, device for  conveying sounds overgreat distances by changing the sounds into  electrical impulses, phone
n.  telephone, phone, blower
Köken: Fransızca



Bugün 2 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı!